İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur:
Allah-u Teâlâ, Hz. Davud'a şöyle vahyetmiştir: "Hellade binti Evs'e cenneti müjdele ve ona, cennette eşin olduğunu haber ver."
Hz. Davud, Hellade'ye doğru gitti ve evinin kapısını çaldı. Hellade dışarı çıktı ve şöyle arz etti: "Benim hakkımda bir şey mi nazil oldu?"
Hz. Davud, "Evet" diye buyurdu.
Hellade, "Ne nazil oldu?" diye sordu.
Hz. Davud, "Allah-u Teâlâ bana cennette eşim olduğunu bildirdi ve seni cennetle müjdeliyorum."
Hellade şöyle dedi: "Belki benimle birinin adı karıştırılmıştır."
Hz. Davud şöyle buyurdu: "O Hellade sensin."
Hellade şöyle dedi: "Ey Allah'ın Peygamberi! Seni yalanlamıyorum ama Allah'a and olsun ki, kendimde böyle bir liyakat göremiyorum."
Davud (a.s) şöyle buyurdu: "Bâtınında ve içinde neler olduğunu bana haber ver."
Hellade şöyle arz etti: "Ben her zaman müptela olduğum her türlü belanın acısına, sıkıntıya, ihtiyaca, açlığa sabrettim. Allah'tan, kendisi benden uzaklaştırmadıkça o sıkıntıları benden gidermesini ve bana afiyet ve genişlik vermesini istemedim. Bunun yerine Allah'tan hiçbir şey dilemedim ve sürekli olarak bu şeyler hakkında Allah'a şükrettim."
Davud (a.s) şöyle buyurdu: "İşte bu sebeple bu makama eriştin."
İmam Sâdık (a.s) daha sonra şöyle buyurdu: "İşte bu Allah'ın salih ve seçkin kulları için beğendiği dinidir." (Kısas'ul Enbiya, 206/268).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim sabrederse az sabretmiştir ve her kim sabırsızlık gösterirse az sabırsızlık göstermiştir zira ömür kısadır ve musibetler geçicidir." (el-Kafi, 2/88/3).
İmam Kâzım (a.s), Hişam b. Hakem'e yaptığı tavsiyesinde şöyle buyurmuştur: "Ey Hişam! Allah'a itaat hususunda sabret ve günahlarını terk etmek hususunda tahammül göster. Zira dünya sadece bir andır. Geçen şeyler hususunda sevinç ve hüzün göremezsin. Gelecek olan şeyler hususunda ise haberdar değilsin. O halde, içinde yaşadığın an sabret. Sanki mutluymuşsun gibi…" (Bihar, 78/311/1).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir saat sabrederse, saatlerce övülür." (a.g.e., 82/136/21).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Nice bir anlık sabır, uzun süre sevinci doğurur ve nice bir anlık lezzet ise uzun hüzünlere sebep olur." (Emali et-Tusi, 153/251).
İmam Ali (a.s), takva sahiplerinin niteliği hususunda şöyle buyurmuştur: "Birkaç sabah sabrettiler ve sonunda uzun bir rahatlığa ulaştılar" (Nehc'ul Belağa, 193. Hutbe). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).