Kur'an'da şöyle buyurulur: "Mallarının bir kısmını, kendilerini temizleyip arıtacak sadaka olarak al, onlara dua et; senin duan onlar için bir güvendir. Allah işitir ve bilir." (Tevbe, 103).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kıyametin yeri, mü'minin gölgesi dışında hep ateştir. Zira mü'minin sadakası kendisine gölge eder." (el-Kafi, 4/3/6).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sadaka, kabrin sıcaklığını sadaka veren kimseden uzaklaştırır ve kıyamet günü mü'min sadakasının gölgesine sığınır."[4]
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz kul elini sadaka vermek için uzatınca Aziz ve Celil olan Allah yüzüne tebessüm eder ve her kime Allah tebessüm ederse mağfirete uğramıştır." (Kenz'ul Ummal, 16166).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mallarından bir kısmını kendilerini temizleyip arıtacak sadaka olarak al" diye bilinen zekât ayeti Ramazan ayında nazil olunca Peygamber (s.a.v), münadisine halk arasında şöyle nida etmesini emretti: Allah zekâtı da tıpkı namaz gibi sizlere farz kılmıştır!" (el-Kafi, 3/497/2).
Kur'an'da buyurulur ki: "Allah'ın, kullarının tevbesini kabul ettiğini, sadakaları aldığını ve Allah'ın tevbeleri çok kabul eden ve merhamet eden olduğunu bilmiyorlar mı?" (Tevbe, 104).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Her şey için kendisine bir alıcı kıldım ama sadakayı bizzat kendi elimle alırım." (Bihar, 96/134/68).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Şu iki şeyde hiç kimsenin bana ortak olmasını sevmem: Abdestim; zira namazımın bir parçasıdır ve sadakam ki bizzat kendi elimle fakire ulaşmalıdır. Zira sadaka Rahman'ın eline düşmektedir." (a.g.e., 80/329/2).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: Kullarımdan bazısı hurmanın yarısını sadaka verir ve ben sizden birisinin at yavrusunu büyüttüğü gibi onun o yarım hurmasını büyütürüm ve onu Uhud Dağı gibi (büyük) kılarım." (Emali et-Tusi, 125/195).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Yarım hurmayla da olsa kendinizi ateşten koruyunuz. Zira sizden biri at yavrusunu ve deve yavrusunu büyüttüğü gibi, Aziz ve Celil olan Allah da o yarım hurmayı büyütür ve kıyamet günü büyük bir dağdan daha büyük olarak kendisine verilir." (Bihar, 96/122/29).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sadaka belayı def eder ve o en tesirli ilaçtır. Sadaka kesinleşmiş kaderi def eder. Dert ve hastalığı dua ve sadakadan başka hiçbir şey ortadan kaldıramaz." (Bihar, 96/137/71).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz kendinden başka ilah olmayan Allah; dert, karın ağrısı, yanma, boğulma, viran olma ve deliliği sadakayla def eder. Sadaka yetmiş tür belayı def eder ki bunların en basiti cüzzam ve abraş hastalığıdır." (a.g.e., 62/269/61; Kenz'ul Ummal, 15982). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).