"Kadir gecesi hakkında Kur'an'da müstakil bir sure vardır. Cenab-ı Hak bu gecenin yüceliğini müstakil bir sûre ile kullarına haber veriyor.
Kadir gecesinin en büyük özelliği şudur: Allah Kur'an-ı Azimüşşan'ı indirmeye bu gece başlamıştır:
"Muhakkak ki, Biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu Sana ne şey bildirdi? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve Ruh, Rab'lerinin izni ile her bir emrden iniverir. O gece tan yeri ağarıncaya değin bir selâmettir." (Kadr: 97/1-5).
İmam Rıza (a.s.) buyurdu ki: "Bu, yılın ilk ayıdır. O gecede bir yılda olacak hayır, şer, zarar, fayda, rızk ve ecel takdir olup belirlenir. İşte bu sebepten dolayı, Kadir Gecesi diye adlandırılmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Rıza, s.34).
Cenab-ı Hak bu gecenin mahiyetini, "Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır" İfadesiyle beyan ediyor. Bin ayı hesap edersek 83 yıllık bir ömür ediyor. Bir gecelik taat, ibadet bir ömre bedel oluyor. İşte bu büyük bir nasiptir.
Mâlik (r.a.)'dan; güvenilir ilim ehlinden birinin şöyle dediğini duymuş: "Peygamber (s.a.a.)'e kendisinden önceki insanların ömrü gösterildi. Uzun ömürlü olan o milletlerin işlediği amelleri işleyemeyecek olan ümmetinin ömürlerini kısa buldu. Bu yüzden Allah O'na bin aydan hayırlı olan Kadir gecesini verdi." (Muvattâ, i'tikâf 15, s. 321).
Kadir gecesini ibadetle geçirmek pek çok hadis-i şerifte teşvik edilmiştir. Peygamberimiz buyuruyor ki: "Kim sevabına inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Kadir gecesinde ibadet ederse, geçmiş günahları bağışlanır." (Nevevi, Riyazü's-Salihin, Buhari ve Müslim'den).
İbnü'l-Müseyyeb (r.a.)'dan; "Kim, Kadir gecesi cemaatle namaz kılarsa, ondan büyük nasibini almış olur." (Mâlik, i'tikâf No. 17, s.321).
Enes (r.a.)'dan; "Ramazan ayı girdi. Allah Resûlü (s.a.a.) buyurdu: Bu ay gelip çattı. Onun içinde bin aydan hayırlı olan bir gece vardır. Kim onun (bu gecenin) hayrından mahrum olursa bütün hayırlardan mahrum olmuş olur. Onun (bu gecenin) hayrından mahrum olan, saadetten payı olmayan kimsedir." (İbn Mâce, No. 1644).
Hz. Ali buyurmuştur ki: "Fâtıma (a.s.) Kadir gecesinde hiç kimsenin yatmasına müsaade etmezdi; az yemek vermekle onların yatmamasını sağlıyor; kendisi de bu gecenin ihyası için hazırlanıyordu. Ve buyuruyordu ki: Mahrum, bu gecenin bereketlerinden mahrum kalan kimsedir." (Deaim'ul-İslam, c.2, s.282; Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Fâtıma, s.100).
Hadis-i şeriflerde de belirtildiği üzere bu geceyi en güzel şekilde herkes gücünün yettiği nispette ibadet ederek değerlendirmeli.
On iki rekâtlık bir nafile namaz kılınabilir. Kadir gecesi namazının en azı iki rekât, ortası yüz rekât ve en çoğu da bin rekâttır.
Bu namaz iki rekât kılındığı takdirde her rekâtında iki yüz ayet okunmalı, yüz rekâta kadar kılındığı zaman her rekâtında Fatiha sûresinden sonra Kadir suresi ile üç defa da İhlâs suresi okunup her iki rekâtta bir selâm verilmelidir. "Allahümme inneke afüvvün tühibbu'l-afve fa'füannî/Allah'ım! Sen affedicisin, bağışlamayı seversin; beni affet" duası da tekrarlanmalıdır.
Hz. Âişe'den: Dedim ki: "Ey Allah Resulü! Kadir gecesine rastlarsam ne diyeyim?" "Şunu de: Allah'ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet!" (Tirmizî 3513).
Kadir gecesi kuvvetli bir ihtimalle Ramazan ayının 27. gecesidir. Ramazan ayında farklı gecelerde olduğuna dair rivayetler de vardır.
Ubâde b. es-Sâmit (r.a.)'dan; Allah Resûlü (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Onu son on günde, tek gecelerde arayın; yirmi bir, yirmi üç, yirmi beş, yirmi yedi, yirmi dokuzuncu gecelerde yahut son gecede arayın!
Kim o geceyi iman ederek, karşılığını da ancak Allah'tan bekleyerek ihya eder, sonra (o gecenin mânâsına) uygun davranırsa, geçmiş ve gelecek bütün günahları bağışlanır." (Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr'de ve Ahmed, V, 318, 321, 324).
Ahmed'in şöyle bir rivâyeti de vardır: "Onun alâmeti: Temiz ve dibi görünen denizin derinliğinde, parlak ve hareketsiz, ne soğuk, ne sıcak, ne de yıldızlardan uzak bir Ay. O gecenin sabahında doğan güneş ise sanki ışığı ve şuâsı olmayan bir dolunay." (Ahmed, V, 324; Hayve b. Şüreyh an Bakiyye an Buhayr b. Sa'd an Hâlid b. Ma'dân an Ubâde senedi ile tahrîc etti). Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr'de, Vâsile b. el-Eskâ'dan rivâyet edip, şu ilaveyi yaptı: Allah Resûlü (s.a.a.) şöyle buyurdu: "O gecede ne bulut, ne yağmur ve ne de rüzgâr vardır."
Allah Resûlü (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Kadir gecesini; on yedi ya da on dokuz ya da yirmi bir ya da yirmi üç yahut yirmi beş yahut yirmi yedi yahut yirmi dokuzuncu gecelerde arayın." (Taberânî, I, 70a).
Af dileme zamanı
Bu mübarek gece ve günlerde öncelikle Cenab-ı Hakk'tan af dilemeliyiz. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) "Ben günde yetmiş defa istiğfar ediyorum. Sahabem, siz de istiğfar ediniz" buyurmaktadır.
Hz. Peygamber, Kadir Gecesi'ne kavuşan müminin "Allahım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet" diye dua etmesini tavsiye etmiştir. Allah'ın ve meleklerinin salâvat getirecek kadar kıymet verdiği Resulullah (s.a.v.) Efendimize ve âline, biz de çokça salâvat getirmeliyiz.
Aynı şekilde bu gece, Yüce Allah'ı çokça anmalıyız. Kelime-i Tevhid ile Allah'ın güzel isimleri ile onu zikredelim, analım. Kur'an okuyarak ve namaz kılarak bu gecemizi ihya edelim; böylece gönüllerimiz yeşersin, ihya olsun.
Nafile bir ibadet olarak bu gecede, iki rekâtta bir selam vererek namaz kılmak da çok sevaptır. Her rekâtta bir Kadir Suresi ve 3 İhlâs Suresi okuyarak kılınan bu namaz, on iki rekâtta tamamlanır.
'Muhasebe yapmalıyız'
Bu mübarek gecede İslam dünyasında yaşanan kaos, ayrışma ve çatışmaları gözümüzün önüne getirerek, ahir zaman fitnelerinden korunmak hususunda Cenab-ı Hakk'tan kudret, basiret ve istikamet niyaz etmeliyiz. Allah, bu şuur ve idrak ile Kadir Gecesi'nin faziletinden istifade etmeyi hepimize ve İslam âlemine nasip eylesin, gecemiz mübarek kılsın!"
Prof.Dr. Haydar Baş Bey'in Yeni Mesaj gazetesindeki yazısından alıntıdır.