Fudayl b. Sukkera şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Ca'fer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)'a dedim ki: "Sana kurban olayım. Eğer uygun görürsen bana; yüce Allah varlıkları yaratmadan önce tek olduğunu biliyor muydu? Çünkü senin dostların bu hususta farklı görüşleri savunuyorlar. Bazısı diyor ki: Varlıklardan herhangi bir şeyi yaratmadan önce biliyordu. Bazısı ise şu görüşü savunuyor: Biliyorun anlamı yapıyordur. Allah, varlıkları yaratmadan önce kendisinden başka kimsenin olmadığını bugün biliyor. Ayrıca diyorlar ki: Eğer Allah'ın her zaman Kendisinden başka kimsenin olmadığını bildiğini söylersek O'nunla birlikte ezelî niteliğine sahip bir başkasını da ispatlamış oluruz.
Efendim, eğer uygun görürsen ötesine geçemeyeceğim, başka bir şeye ihtiyaç duyamayacağım bir bilgiyi öğret."
Bana şu cevabı yazdı: "Şanı kutlu ve yüce olan Allah, her zaman bilendir."
Muhammed b. Müslim, Ebu Ca'fer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)'ın kadîm sıfat hakkında şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah birdir, Samed'dir. Anlam olarak birdir, farklı birçok anlamları yoktur."
Dedim ki: "Sana kurban olayım. İraklıların bazısı, yüce Allah'ın görmeyen bir şey aracılığıyla işittiğini ve işitmeyen bir şey aracılığıyla gördüğünü söylüyorlar."
İmam buyurdu ki: "Yalan söylüyorlar. Böyle söylemekle dinden sapıyorlar ve Allah'ı kullarına benzetiyorlar. Allah işitir, görür. Görenle işitir, işitenle görür."
Dedim ki: "Yüce Allah'ın görmekten kendilerinin anladıkları tarzda gördüğüne inanıyorlar."
Bana dedi ki: Allah bu tür yakıştırmalardan münezzehtir. Ancak yaratılmışlık sıfatına sahip olan şeyler anlaşılır. Allah ise yaratılmış değildir."
Hişam b. Hakem şöyle rivayet etmiştir:
Bir zındık Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık aleyhisselâm)'a sordu ki: "Sen Allah işitendir, görendir diyor musun?"
Ebu Abdullah (aleyhisselâm) buyurdu ki: "Allah işitendir, görendir. İşitme organı olmaksızın işitir ve bir alet olmaksızın görür. Bilâkis Kendisiyle işitir, kendisiyle görür. 'Allah Kendisiyle işitir' derken O, ayrı bir şey, Kendisi de ayrı bir şeydir demek istemiyorum. Fakat ben, sorulan biri olarak kendimi esas alarak ifade ediyorum ve soran biri olarak senin anlayacağın bir dil kullanıyorum ve diyorum ki: O, bütün olarak işitir ama bu, O'nun parçası olan bütün olduğu anlamına gelmez. Çünkü bizim için bütün olan, O'nun için parçadır. Fakat ben kendimi esas alan bir ifadeyle senin anlamanı amaçladım. Benim bu sözlerimin tümünün arka planı şu anlamdan başka bir şey değildir: Allah, zat ve anlam ihtilâfı olmaksızın işitendir, görendir, bilendir, her şeyden haberdardır."