Ebu Meryem, İmam Bâkır'ın (a.s) şöyle buyurduğunu nakletmektedir:
"Bir gün babam ashabının huzurunda şöyle buyurdu: 'Sizden kim bir ateş parçasını eline alır ve sönünceye kadar elinde tutar.'
Hepsi korktular ve hiç kimse bu işe yanaşmadı.
Ben kalkıp şöyle dedim: 'Babacığım, bana emredin ben yapayım.'
Babam şöyle buyurdu: 'Maksadım sen değilsin, ben ve sen aynıyız. Maksadım bunlardır.'
Babam üç defa bu cümleyi tekrarladı ve daha sonra, 'Söz ne de çoktur ve amel ne de azdır! Gerçekten de amel ehli çok azdır. Biliniz ki, ben hem amel ve hem de söz ehli olan kimseleri tanıyorum. Allah'a yemin olsun ki, yeryüzü adeta onları canlı canlı kendisine geçirmiştir' buyurdu." (Tenbih'ul Havatir, 2/151).
İmam Kâzım (a.s), Musa bin Bekr Vasiti'ye şöyle buyurmuştur: "Eğer taraftarlarımızı ayırırsam onlar arasında sadece söz ehli olanı bulabilirim. Onları imtihan etmek istesem hepsi mürted olur. Eğer onları iyi ve kötü diye ayırırsam ancak bin kişiden bir kişi halis bulunur. Eğer onları elersem bana ait olandan başka hiçbir şey baki kalmaz. Onlar uzun bir süredir tahtlarına yaslanmış ve şöyle diyorlar: 'Biz Ali'nin taraftarlarıyız.' Oysa Ali'nin taraftarları sadece amelleri sözlerini tasdik edenlerdir." (el-Kafi, 8/228/290).
İmam Askerî (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ali'nin (a.s) taraftarları, Allah yolunda ölümün kendilerine gelip çatmasından veya ölüme doğru gitmekten korkmayan kimselerdir. Ali'nin (a.s) taraftarları, her ne kadar kendileri muhtaç olsa da kardeşlerini kendine tercih edenlerdir. Allah'ın kendilerini yasakladığı yerde görmediği ve emrettiği yerde sürekli hazır gördüğü kimselerdir. Ali'nin (a.s) taraftarları, mü'min kardeşlerini yüceltmede Ali'ye (a.s) uyanlardır." (Bihar, 68/162/11).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Takipçilerimiz, günahlardan sakınma ve çaba ehlidirler. Onlar vefakârlık ve emanet ehlidirler. Zühd ve ibadet ehlidirler. Gece gündüz elli bir rekat namaz kılanlardır. Geceleri ibadetle geçirir, gündüzleri oruç tutar, mallarının zekâtını verir, hacca gider ve her haramdan sakınırlar." (a. g.e, s.167/23).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Taraftarlarımız, iyi saydıkları şeyleri önceden gönderenler ve çirkin bildikleri şeylerden sakınanlardır. Onlar iyilikleri aşikâr kılar, yüce Allah'ın rahmetine iştiyak sebebiyle büyük işlere koşarlar. Dolayısıyla onlar bizdendir, bize doğru gelir ve biz nerede olursak, bizimle beraberdirler." (a.g.e, s.169/29). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).