Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sabır imanın yarısıdır." (Şerh-u Nehc'il Belağa-i İbn-i Ebi'l-Hadid, 1/319).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sabır musibeti kolaylaştırır." (Gurer'ul Hikem, 533).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sabır en iyi teçhizattır." (a.g.e., 767).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zorluklar karşısında sabretmek genişlik halinde afiyet içinde yaşamaktan daha üstündür." (a.g.e., 1821).
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şükür gibi hiçbir şey sevilen şeyleri çoğaltmaz ve sabır gibi hiçbir şey sevilmeyen şeyleri azaltmaz." (Tuhef'ul Ukul, 363).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sabrı kaybetmenin musibeti, musibetlerin en büyüğüdür." (Gurer'ul Hikem, 1608).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sabırla mihnet azalır." (a.g.e., 4205).
Resûlullah (s.a.a), Ebuzer'e yaptığı tavsiyesinde şöyle buyurmuştur: "Eğer gücün yetiyorsa sevinç ve yakînle Allah için çalış, eğer yapamazsan bil ki sevmediğin şeyler karşısında sabretmekte birçok hayır gizlidir." (Mekarim'ul Ahlak, 2/377/2661).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sabırla olayların zorluklarına karşı koymak mümkündür. Tahammülsüzlük mahrumiyet türlerinden biridir." (Bihar, 78/11/70).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Akıl insanın arkadaşı, hilm insanın yardımcısı, iyi geçinmek insanın babası ve sabır orduların en iyisidir." (Emali et-Tusi, 146/240).
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mü'min zorluklar karşısında sabretmek üzere yaratılmıştır." (Mişkat'ul Envar, 23).
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim kendisini zamanın musibetleri karşısında sabretmeye hazırlamazsa aciz kalır." (el-kafi, 2/93/24).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Güzel yakîn ve sabır azmiyle hüzünleri kendinizden uzaklaştırın." (Kenz'ul Fevaid lil Keraceki, 1/140).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim sabrı kendine hakim kılarsa hiçbir soruna itina göstermez." (Bihar, 82/136/21).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zorlukları, gecenin karmaşık rüyaları gibi geçip giden dünya karşısında sabret." (Bihar, 40/348/29).
İmam Cevad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Musibetler karşısında sabretmek, musibet gören kimsenin sıkıntısına sevinen kimse için bir musibettir." (Keşf'ul Gumme, 3/139).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Aziz ve Celil olan Allah bir topluluğa nimet verdi. Onlar şükretmediler ve bu sebeple o nimet kendileri için vebal oldu. Allah, bir topluluğu da musibete düçar kıldı. Onlar sabrettiler ve neticede o musibet kendileri için nimet oldu." (el-Kafi, 2/92/18). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).