Hz. Ali Efendimiz, vali tayin ettiği Malik Eşter'e yazdığı emirnamesinde buyurdu ki: "Ordu, Allah'ın izniyle halkın sığınağı, valilerin ziyneti, dinin izzeti, emniyetin vasıtasıdır. Halk, ancak onunla ayakta durur. Ordu da ancak Allah'ın onlar için çıkardığı vergiyle ayakta durabilir ve düşmanlarına karşı güç kazanabilir. Onların bütün ihtiyaçlarının giderilmesi, düzene girmeleri, ancak o vergiye dayanmakla mümkün olabilir. Bu iki sınıf, ancak kadılar, zekât ve vergi memurları ve kâtiplerden oluşan üçüncü sınıfla güçlenip düzene girer. Onlar anlaşmaları kontrol eder, faydalı şeyleri toplar, özel ve genel işlerde onlara güvenilebilir. Bütün bunlar da ancak tüccarlarla, sanatkârlarla ayakta durabilir. Onlar, halkın muhtaç olduğu şeyleri hazırlayıp çarşılara pazarlara getirirler. Bunun sonucunda başka sınıfların elde edemeyeceği kazancı elde ederler, diğerlerinin yapmadığı şeyleri yaparak halkın işlerini düzenlerler. Sonra muhtaç olan, yoksulluk çeken, gözetilmesi, yardım edilmesi gereken fakir tabaka gelir. Bunların hepsi için, Allah katında genişlik vardır. İhtiyaçlarının giderilmesi, durumlarının düzene sokulması hususunda hepsinin vali üzerindeki hakkıdır. Vali, Allah'ın emrettiklerini gereği gibi ihtimamla yerine getirirken, halkın ıslahına çabalarken, Allah'ın yardımını dilemesi, hakka riayet etmesi, işler ister hafif olsun ister ağır, sabır göstermesi gerekir.
Orduna; sence Allah, Resulü ve İmam'ın için en fazla iyilik isteyen, en iffetli, en sabırlı olan, geç sinirlenen, kendisinden özür dilenince rahatlayan, zayıflara merhametli, güçlülere karşı gevşeklik göstermeyen, katılıkları tecavüze sevk etmeyen ve acizlikleri kendilerini hareketten alıkoymayan kimseleri komutan seç.
Sonra toplumun şahsiyetlerine, iyi evlerin halkına, geçmişinde iyilik ve güzellik bulunanlara; gözü pek, kahraman, cömert, iyilik ve bağış sahiplerine katıl. Çünkü bütün yücelikler, bütün iyilikler onlarda toplanmıştır. Babaların oğullarını gözetmesi gibi sen de onların işlerini gözet. Onlara yaptığın iyiliği büyük görme, verdiğin şey az bile olsa bunu basit görme. Çünkü bu ihsan, onların hayrını dilemelerine ve hüsn-ü zanda bulunmalarına vesile olur. Önemli şeyler yapacağım diye basit işlerini ihmal etme. Lütfettiğin az bile olsa, bir yerde işe yarar, kolaylık sağlar. Büyüğünün de yeri vardır, ona da ihtiyaç duymazlık edemezler.
Yanında en çok itibar gören kumandaların, askerine yardımda cömert davrananlar, onlara yardım edenler, onların ve geride bıraktıkları ailelerinin ihtiyacını giderenler olmalıdır. Sonuçta onların tek derdi, tasası, en mühim işleri düşmanla cihat olmalıdır. Onları koruyup, şefkatli davranman, kalplerinin sana meyletmesine sebep olur."