Kur'an'da şöyle buyurulur: "Bir şeyi dilediği zaman, O'nun buyruğu sadece, o şeye 'Ol' demektir. O da hemen olur."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Konuşur ama telaffuzda bulunmaksızın. İrade eder ama bâtıni bir düşünce ve tedebbür olmaksızın."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah, irade edendir ama (önceden) bir azim ve karar olmaksızın! Allah yaratıcıdır ama bir endam ve organ ile değil."
İmam Kâzım (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eşya, Allah'ın irade ve isteğiyle, O hiçbir söz söylemeksizin, içinden hiçbir düşünce geçmeksizin ve diliyle hiçbir söz konuşmaksızın, vücuda gelmektedir."
Kur'an'da şöyle buyurulur: "O (her şeyden) öncedir, (kendisinden sonraya hiçbir şeyin kalmayacağı) sondur, (varlığı) aşikardır, (gerçek mahiyeti insan için) gizlidir. O her şeyi bilir."
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kulların irade ve isteği, onların batıni maksadı ve bunun ardından ortaya çıkan fiilleridir. Aziz ve Celil olan Allah'ın bir fiil hakkındaki iradesi ise onu vücuda getirmesidir. Ona 'Ol' der, o da oluverir. Şüphesiz bu konuda, hiçbir sıkıntıya düşmez ve hiçbir niteliğe bürünmez."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zâhirdir; 'hangi şeyden?' denemez. Bâtındır; 'hangi şeyde' diye sorulamaz."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "O'ndan daha açık bir şeyin olmadığı zahir ve O'ndan daha gizli bir şeyin olmadığı bâtındır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zahirdir, görülmeksizin. Bâtındır ama küçüklük ve zarafetinden değil."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bakanların O'nu inceden inceye tariflerinden zahir, izzetinin saygınlığıyla O'nu tasarlayanların fikirlerinden bâtındır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "(Yaratıklarının) kalplerine delilleriyle görünendir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "O, gücü ve azametiyle tüm mahlûkatına zahirdir, ilmi ve marifetiyle bâtındır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zahir olduğu halde bâtındır ve batın olduğu halde aşikârdır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Gizli olması aşikâr olmasını engellemez. Aşikâr olması O'nu gizli kalmaktan alıkoymaz."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hamd Allah'a ki hiçbir sıfatı diğer sıfatlarından öncelikli değildir. Dolayısıyla ahir (son) olmadan evveldir, bâtın (gizli) olmadan zahirdir. O'ndan başka her zahir bâtındır, her bâtın ise zahir değildir." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).