Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Doğruluktan ayrılmayın. Zira doğruluk iyiliğe hidayet eder. İyilik ise cennete ulaştırır. İnsan doğru söyler ve sürekli doğruluğu devam ettirirse, sonunda Allah katında sıddıklardan (dosdoğrulardan) yazılır." (Kenz'ul Ummal, 6861).
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "İnsan sürekli doğruluk üzere olursa, sonunda Allah onu dosdoğrulardan yazar." (el-Kafi, 2/105/8).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Takipçilerimiz, normal ölseler bile sıddık ve şehit hükmündedirler. Onlar, bizim emrimizi (velayetimizi) onaylayan, bizim için seven ve bizim için buğzedenlerdir. Aziz ve Celil olan Allah da onlar hakkında, 'Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, onlar Rableri katında dosdoğru olanlardır' buyurmuştur." (Nur'us Sakaleyn, 5/243/70).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her mü'min sıddıktır (dosdoğru olandır)." (el-Kafi, 8/365/556).
Ebu Hamid Gazali şöyle diyor: "Bil ki doğruluk kelimesi altı anlamda kullanılmaktadır: Sözde doğruluk, niyet ve isteklerde doğruluk, kararda doğruluk, kararı uygulamada doğruluk, amellerde doğruluk ve bütün dinî makamları hayata geçirmede doğruluk. O halde her kim bütün bu hususlarda doğruluk için de olursa, sıddıktır. Zira sıddık, sıdk (doğru) kökünden olan mübalağa sigasıdır." (el-Müheccet'ul Beyza, 8/141).
Kur'an'da şöyle buyurulur: "Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar Allah'ın nimetine eriştirdiği peygamberlerle, dosdoğru olanlar, şehitler ve iyilerle beraberdirler. Onlar ne iyi arkadaştırlar!" (Nisa, 69).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Dosdoğru olanlar üç kimsedir: Firavun ailesinden mümin Hizkil, Âl-i Yasin'in sahibi Habib-i Neccar ve Ali b. Ebi Tâlib." (Bihar, 92/295/6).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sıddık olanlar üç kimsedir: Âl-i Yasin'in Habib-i Neccar ki şöyle demektedir: 'Peygamberlere uyun. Sizden bir karşılık istemeyen kimselere uyun; onlar hidayete ermiş olanlardır.' Diğeri Firavun ailesinin mü'mini Hizkil ve onların en üstünü olan Ali b. Ebi Tâlib." (a.g.e., 38/212/14).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Ümmetlerin öncüleri bir göz açıp kapatıncaya kadar dahi Allah'a isyan etmeyen şu üç kimsedir: "Ali b. Ebi Tâlib, Yasin sahibi Habib-i Neccar ve Âl-i Firavun'un mü'mini Hizkil. Bunlar o dosdoğru olanlardır ve Ali onların en üstünüdür." (a.g.e., 67/205/4).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teâlâ'nın seçtiği sıddıklar şunlardır: Sıddık olan Yusuf, Habib-i Neccar ve Ali b. Ebi Tâlib." (a.g.e., 97/47/34).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her ümmetin bir sıddıkı (dosdoğru olanı) ve faruku (hakkı bâtıldan ayıranı) vardır. Bu ümmetin sıddıkı ise Ali b. Ebi Tâlib'dir." (Uyun-u Ahbar'ir-Rıza, 2/13/30).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Nebe-i Azim (büyük haber) ve Sıddık-i Ekber (en büyük dosdoğru olan) benim." (Nur'us Sakaleyn, 5/243/71).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ben, Allah yolunda olan, kınayıcının kınamasına aldırış etmeyen, simaları sıddıkların siması, sözleri iyilerin sözleri olan bir toplumdanım. Onlar geceyi ibadetle ihya ederler, gündüzün yol gösteren işaretleri olurlar." (Nehc'ul Belağa, 192. Hutbe). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
