Yokluğunda soldu göynüm

18.04.2021 00:00

Ehli olan bilir.Cenab-ı Hak bir kutsi hadisinde "yere göğe sığmam mümin kulumun kalbine sığarım." buyuruyor.
Merhum Prof.Dr.Haydar Baş Hoca'm da bu sözü şöyle formulize etmiş sevenleri için "İnsan gönüldür Gönül."
İşte bu cümlede işaret edilen "İnsan" dan bahsetmeye çalışacağım dilim döndüğü kadar.

1991 yılının başları idi merhum Prof. Dr. Mustafa Er hoca ile tanışmamız. O zamanlar
Trabzon'da KTÜ üniversitesinde öğrenci.Kimya bölümünde okuyor.Fırsat buldukça ve de parası oldukça memleketine Ailesini ziyarete geliyor.Haydar Baş Hocamın sevenleri vasıtası ile tanıştık hem Mustafa Hoca ile hem de hayatımızı toptan değiştirecek olan Haydar Baş Hocamla.Benim gibi bir sürü insanın dünya yolculuğunda belki de en önemli dönüm noktasıdır Mustafa Er ile tanışmak.
Delikanlı bir adam , koca yürekli , sevgisi ile sizi sarıp sarmalar.Dedim ki kendi kendime herhalde bu çok gurbette kaldığı için böyle muhabbet dolu.Sonradan anladım ki kocaman bir sevdayı taşıyabilmesi için Allah onu kocaman bir gönülle yaratmış zaten.Bazı şeyler nasip meselesi çalışmak , çabalamak bir yere kadar.

Haydar Baş Hocam ona "Minik Mustafa" demeye başlayınca bizim burada bu söz "Minik Baba" ya evrildi. Minik Baba aşağı Minik Baba yukarı . Harbiden de Baba gibi adam.Bütün hayatı ölçü üzerine kuruluydu.
Cenab-ı Hakk'ın Hz.Musa ile bir kıssası vardır ;
Allah c.c. Hz.Musa'ya sorar " ya Musa benim için ne yaptın .Hz. Musa yarabbi namaz kıldım,oruç tuttum,zekat verdim.
Cenab-ı Hak : ya Musa bunların hepsi nefsini temizlemen için.Benim için birini sevip yine benim için birine buğz ettin mi diye sorar"

Meşhur hikayedir ama bizim içinde istikamet üzere yaşamanın formülüdür.İşte bu kıssadaki Allah için birini sevme düsturu Mustafa Er'in bütün hayatını şekillendiren en önemli formüldür.Rahmetli kimyacı olduğu için formülleri iyi bilirdi.Eğer sen Allah'ın sevdiği bir insanı seviyorsan Mustafa Hoca senin üstünde gök kubbe, altında bastığın toprak olmaktan asla geri durmazdı.Eğer sen birde o Allah'ın sevdiğinin lisanında bir kelimede olsa hayat bulduysan bak o zaman ondaki sahiplenmeye.Yeri gelir seni evinde kendi yatağında aylarca bakar , besler, yeri gelir kendi ihtiyacı varken altındaki arabayı verir değilmi ki sen Allah'ın sevdiğinin gönlüne düştün.
Asla kimseyi incitmez , rencide etmez , sırrını verirsen onunla mezara gider , yanında tüm acziyetini itirafta etsen asla seni yalnız bırakmaz,muhabbeti ile adeta nefsinle aranda duvar olur seni düşmekten korurdu.Öyle bir sarılırki sanki sendeki bütün derdi,kederi,dünya endişesini alıp yerine ötelerden aldığı muhabbeti akıtmak istercesine.

Haydar Hocasını görünce sanki bir çocuk gibi olurdu görmeniz lazım.Hani derler ya Evliyaullah çocuk gibidir, işte oda çocukla çocuk olurdu.Haydar Hocası onu görünce "Mustafa'm sen mi geldin , Hoş geldin .Gel bakalım yanıma anlat ne var ne yok." Minik Baba'nın Hocama olan saygı ,muhabbet,ve hürmetini görmeniz lazım anlatmayla olmaz.

Bizim vazifemiz sizi mürşide taşımak derdi Minik Baba.
Gene bir gün taşıyor bizi mürşidine . Safranbolu'dan çıktık yola Minik Baba , Allah'ın adamı , Merkez efendi , ben. Bizde lakap çok .Sabah erken saatte vardık Trabzonda rahmetlinin eski mahallesinde bir pide fırınının önünde durduk.Minik Baba fırıncıya usta bize dedi "peynirli" yapıver canım çekti. Fırıncı ramazandan yeni çıktık daha peynirli yapmaya başlamadık deyince başka bir yerde kahvaltımızı yaptık Hocamı görmek için yukarı fabrikaya çıktık.Bir süre sonra geldi gönüller sultanı hoş geldin Mustafa'm dedi gözleri ışıldayarak.Bizlerede nazar etti elini öptük nasip oldu.Akşam dedi misafirim olun yemeğe gelin.Açtı hocam telefonu akşama misafirimiz var hazırlık yapılsın birde bana "peynirli" dediler dedi.Ondanda yaptırılsın.Biz tabi birbirimize bakıyoruz.Kimse peynirli falan demedi.Demek ki onlar Minik Baba ile yoldan beri irtibat halindelermiş.Akşam oldu Hocam bizi evinde ağırladı , yedirdi , içirdi aman yarabbi bu nasıl bir nasip rüya desen rüya değil.Ah Minik Baba hep senin sayende oluyor bunlar.Bir ömrü Haydar Hocamın sevgisi üzere yaşadı ve o sevgi üzere vuslat etti.

*Hasretin bağrımda kışlar
*Başa geldi olmaz işler
*Yokluğunda soldu göynüm

30 seneye yakın beraberlik .Hayatımızın her köşesinde sen varsın.Seni çıkarınca hatıralardan geriye koca bir hiçlik kaldı.Telefonda whatsapp grubumuz vardı rahmetlinin sağlığında.Adı "can dostlar".Minik Baba vuslat edince Merkez efendi başka bir tane açtı adına "Sıkı dostlar" dedi.
Dedim ;
- Can'dan sıkı dostlara mı geçtik.
- Canımız gitti yapacak bir şey yok dedi.
Bizim Allah'ın adamı var çok sık rüya görür.Rüyasında da zaten ya Haydar Hocamı yada Minik Babayı görür.Başkası onu pek enterese etmez.Dedik ya Allah'ın adamı işte.Geçen gene görmüş Minik Babayı sarılmışlar, yerlerde yuvarlanmışlar.Bana diyorki rüyada hasret giderilirmi yahu resmen hasret giderdik.
Özleyen, hasret duyan,Seven Ruh değilmi ? ruh ruha değdiyse rüya , gerçek fark etmez.
Allah o'na yokluğuda varlığıda gösterdi hayatında.O da bize her halde de renginin,çizgisinin değişmediğini gösterdi bu vesile ile.
Tam bir sene önce 18 Nisan'da sevdiğinin peşinden kalktı gitti.Hiçbirimiz tutamadık.
Aşkından ölürüm sözünün gerçekliğini ispat etti hepimize.Geçen bende gördüm rüyamda , bizim köye gelmiş.Birisi tezgah açmış sermiş meyveleri.Gözüme karpuzlar takılıyor üst üste, diyorum rahmetliye sen karpuz seversin.Alıyoruz yiyoruz.
Bu dünyada karpuzu sevdiğini hatırladığın gibi inşallah bizi sevdiğinide unutmazsın da ahrette bize sahip çıkarsın.Biz onun sevgisine layık olamasak da o bizi bağrına basmaktan hiç vazgeçmedi.
Bağımsız Türkiye Partisi MYK Üyesi ,Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mustafa ER'i vuslatının 1.yılında özlemle,hasretle,muhabbetle anıyoruz.Allah c.c. şefaatinden mahrum bırakmasın tüm sevenlerini.
En kısa zamanda kavuşmak ümidiyle…

Misafir Kalem ... Mehmet Emin Coşkun