Virüsün Bize Düşündürdükleri

26.03.2020 00:00

Gözün algılamadığı mikroskop ile görülebilen çok küçük bir virüs bütün dünyayı esir aldı.Dünya genelinde 1.7 milyar insan bu virüs yüzünden evlere hapsoldu.Yüzyıllardır imar etmeye çalıştığımız, peşinde koştuğumuz, uğruna ahiretimizi unuttuğumuz dünya, şimdi bizi geri püskürttü ve evlerimize hapsetti.

Devasa çok uluslu şirketlerin ve devletlerin gücü insanlara şifa bulmaya yetmedi.Virüsle birlikte insanlarımız işinden, aşından ve yevmiyesinden oldular. Şimdiden ekonomik çıkmazda olan insanımız Prof.Dr.Haydar Baş Bey'in Sosyal Devlet Projesinde bahsettiği Baba devlet olmadan perişan olacağını acı bir şekilde tecrübe etmiş oldu.

Kibirle yürüyerek binlerce insanın ölüm emrini veren yöneticiler; şimdi ölüm korkusu ile ekranların arkasına saklanmış kendisini garanti altına almaya çalışıyorlar.Ahir zamanın son demlerine erişildi sanki; ne Hac kaldı, ne Cuma namazı kılabiliyoruz,ne Cemaat kaldı, ne Camii, nede sevdiklerimizi ziyaret edebilir olduk.Kandil gecelerimiz bile bize küstü.Allah'ın ipine sımsıkı sarılamayanlar Nuh'un bedduasını hissetti.Tufan daha yeni kendini gösterdi.Yıllardan beri süren Müslüman katliamına kayıtsız kalan insanlık; şimdi çoluğundan,çocuğundan, büyüğünden,arkadaşından hatta helali olan kendi eşinden kaçar oldu. Bu durum bana sanki mahşer gününü hatırlattı! Siz ne dersiniz?

Bir çok uzman bu virüsün laboratuar ortamında geliştirildiğinde hemfikir.Şu anki bulgulara göre Covid-19 virüsüne maruz kalanların ölme oranı yüzde 2-3 civarında.Aynı laboratuar da ölüm oranı daha yüksek virüsler imal edilip dünyaya salınırsa o zaman ne olacak? Bu kadar mı savunmasısız?

Aslında değiliz.

Devletler virüsün yayılmaması için sıkı izole tedbirler alıyorlar, insanların evlerinde kalabilmeleri için uygun ortamları sağlıyorlar.Amerika virüsle mücadele için 2 trilyon dolar ek bütçe ayırdı.Hervatandaşına 1000 dolar,çocuklara 500 dolar virüsten kurtuluncaya kadar para vereceğini duyurdu.Fransa elektrik,su ve doğalgaz faturalarını devletin ödeyeceğini hiç kimsenin parasız kalmayacağını ilan etti.Kanada başbakanı "hiç kimse parasız kalacağım diye korkmasın, para devletin işi, siz sağlığınızı koruyun" dedi.Kapitalizmin beşiği olan bu ülkeler herkesin cebine çalışmadığı halde para koyma fikrini nerden aldı dersiniz.Kapitalizmde çalışmadan para vermek varmı?Tabiî ki yok.

Bu görüş Milli Ekonomi Modelinin vatandaşlık maaşı formülü ile tıpatıp aynı olması bazılarını ne kadar rahatsız ediyor olsada dünya ve kapitalizmin babaları mikroskobik bir düşmana karşı Prof.Dr.Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeline can simidi gibi sarıldı.Kurtuluş Haydar Baş'tadır.Türkiye bağrından çıkan bu insana acilen kulak vermeli çözümlerine sarılmalıdır.

Bugün kendi paramızı basabiliyor olsa idik karantina tedbirlerini almakta hükümet hiçbir tereddüt yaşamaz, insanların evinden de karnını doyurabilmesi için herkesin cebine tıpkı şu anda kapitalist ülkelerin yaptığı gibi para koyabilirdi.Böylece izole hayat çok daha hızlı ve kararlı bir şekilde amacına ulaşmış olabilirdi.Bizler hazine üzerindeki dilenciden daha kötüyüz.Bunun sebebi ise, dilenci hazineyi kullanmadığı için dünyalığını kaybetmiştir,fakat bizler bu sese kulak tıkayarak hem dünyamızı hemde ahiretimizi kaybetmek üzereyiz.Ey milletim lütfen ayıkalım, unutmayın ki köprüden önceki son çıkışa geldik. Bakın bir virüs dünyamızı alt üst etti. Fakat aynı zamanda büyük resme bakma fırsatınıda bizlere sunmuş oldu.Gelin çok geç olmadan bu belayı rahmete çevirelim. Bir olalım, birlikte olalım. Dünyanın kulak verdiği bu ilim adamına, devlet adamına, siyaset adamına ve en önemlisi ise Allah adamına sahip çıkalım. Çözüm Prof.Dr.Haydar Baş Bey ve onun Milli Ekonomi Modelidir.

Prof.Dr.Mustafa Er – KBÜ Öğretim Üyesi