ABD'nin ermeni tasarısına karşı iktidar net tavır koyamadı
"Türkiye en haklı davalarından birinde, haksız bir yaptırımla karşılaşmasına rağmen anında tepki veremiyor ise haklılığını dünyaya anlatamaz" dedi
"Ermeni soykırım iddialarının ABD senatosundan geçmesi, son derece vahim sonuçlara gebe olmasına rağmen ülkemizde gerekli tepki verilmemiştir.
Çok uzun zamandan beri bu konu dünya kamuoyunun gündemindedir. Her yıl bu iddiaların ABD senatosuna sunularak Demokles'in kılıcı gibi Türkiye Cumhuriyeti devletinin üzerinde sallandırılmasına rağmen, maalesef Türk siyasetinin bu konuda bir hazırlığının olmadığını gördük.
ABD Senatosu'nda bu iddiaların kabul edilmesinin üzerinden günler geçtikten sonra Sayın Cumhurbaşkanının "Gerekirse İncirlik'i ve Kürecik'i kapatabiliriz" açıklaması, Türk siyasetinin bu konuda hazırlıksız ve kararsız olduğunu göstermiştir.
Bu açıklama, iddiaların kabul edildiği gün "İncirlik ve Kürecik'i kapattık" şeklinde olsaydı anlamlı olurdu."
Prof. Dr. Haydar Baş siyasilere yol göstermişti
Her konuda olduğu gibi sözde Ermeni soykırımı iddiaları konusunda da hazırlıklı olan tek siyasi partinin Bağımsız Türkiye Partisi olduğunu ifade eden Recep Özcan, "BTP, bu iddiaların dünya kamuoyuna yoğun olarak geldiği ilk dönemlerde, 2001 yılında ülke genelinde "Ermeni Soykırım İddialarını Ret" mitingleri organize etmiştir.
Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş, bu mitinglerde ve sonraki süreçte yaptığı konuşmalarda Türk devletine, ABD'nin ve diğer batı ülkelerinin bu konuyu siyasi baskı aracı olarak kullanmasının önüne geçecek çözüm yolunu göstermiştir.
O yıllarda soykırım iddialarının her yıl gündeme getirilmesine tepki veren Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş, şu sözlerle siyasete yol göstermişti: "Ermeni soykırım iddiaları tamamen bir hikâyedir. Hukukla zerre kadar alakası yoktur.
Siyasetçiler ya da tarihçiler 'burada zülüm var' diye bir belirleme yapamaz. Soykırım iddiası varsa bunu tespit edecek olan adalet kurumudur, mahkemedir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, ABD'ye; 'Hadi delillerini ortaya koy, ben de koyayım.
Var mısın mahkemeye?' demesi lazım. Siyaset adamının, devlet adamının 'Bu millet sizin oyuncağınız değil' demesi lazım."
Türk Siyaseti 2001 yılında bu sese kulak vermiş olsaydı bugün böyle bir gündemimiz ve sorunumuz olmayacaktı. Ancak zararın neresinden dönülse kârdır" dedi.